- Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
36 yaşındayım, 7 yıldır Dubai’de yaşıyorum. Bir Medikal Cihaz firmasında satış uzmanı olarak çalışıyorum.
- Sizce gönüllülük ne ifade ediyor?
Gönüllü olmak kalbini ortaya koyup elinden geleni çıkar beklemeden ortaya koymaktır. Aslında bizi hayatta en çok mutlu eden şey birine yardım etmek. Aslında önemli olan almak değil, vermek; çözümün bir parçası olmak.
- TEGV’i nereden duydunuz?
Üniversiteye başladığım ilk yıl bir vakıfta gönüllülük yapmak istediğime karar verdim. Çocukları çok sevdiğim için onlara nasıl yardımcı olabilirim diye internette araştırırken TEVG’ e denk geldim. Beykoz birimine çok yakındım; tanışmaya, neler yapabilirim diye öğrenmeye gittim ve tüm hayatım değişti. Hafta sonlarımı orada geçirmeye başladım. Beykoz Öğrenim Biriminiz bana çok şey kattı. “Okuyorum Oynuyorum” favori etkinliğimdi. Çok şey öğrendim çocuklardan, çok güzel dostluklar kurdum, hala iletişimde olduğum çocuklarım da var.
Gönüllülük benim için sadece birime gidip 2 saat etkinlik yapıp dönmek değildi. Aileydik orada, hala tüm birimle iletişimdeyim, çok özlüyorum.
- Uzaktan eğitim sürecinde TEGV gönüllüsü olmaya nasıl karar verdiniz?
Daha aktif olmak istesem de hastanelerde çalıştığım için ve saat farkı nedeniyle yeteri kadar aktif olamadım ama bir dönem İngilizce etkinliği verdim. Bir de hafta sonları burada Cuma- Cumartesi günleri oluyor; Pazar günleri çalışıyorum, o yüzden daha aktif olmak istesem de sınırlı kalıyor.
Bu engel olarak saydığım sebepleri aşarak, bir dönem çevrimiçi KidsBox İngilizce etkinliğini uzaktan gönüllülük kapsamında ZOOM üzerinden gerçekleştirdim. Yurtdışında yaşamımı sürdürdüğüm TEGV’den uzak geçen yoğun dönemde çocuklar için bir şey yapamamanın üzüntüsünü yaşarken, dijital dönüşüm ile hayalim gerçek oldu ve çok özlediğim TEGV dünyama uzaktan da olsa geri döndüm. Gerçekleştirdiğim çevrimiçi çocuk etkinliği ile birlikte, yakın zamanda gerçekleşen 43. İstanbul Maratonu’nun sanal etabını katıldım ve adımlarımız Bir Çocuk Değişsin Türkiye Gelişsin diyerek attım.