2021 yılından bu yana, Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) ve Değerli Tarım (FERRERO) iş birliği ile birlikte, Fındık tarımında çocuk işçiliğinin önlenmesi ve çocukların eğitim haklarının desteklenmesi amacıyla 'Dört Mevsim Eğitim Projesi'ni hayata geçirdik. Ailesi fındık hasadında çalışan 7-13 yaş arası 123 çocuğu; bilim, sanat ve temel yaşam becerileri eğitim programlarımızla buluşturduk.
Ülkemizde mevsimlik tarım işçisi olarak çalışmak üzere yaşadıkları bölgelerden göç etmek durumunda kalan ailelerin çocukları, belirli dönemlerde zorlu koşullarla karşı karşıya kalabilmektedir. Farklı yaş gruplarındaki binlerce çocuk, kendilerini güvende ve ait hissedebilecekleri ev ve okul ortamlarından ayrılarak geçici süreliğine bu bölgelere yerleşmek zorunda kalmaktadır. Bu durum, çok sayıda çocuğun gerçeği haline gelmiştir.
Diğer yandan, ailelerin konakladığı çadır alanlarında çocukların eğitimini ve gelişimini destekleyebilecek yeterli olanakların bulunmaması, onların haklarına erişimini kısıtlamaktadır.
Ateşböceği mobil etkinlik birimlerimizde geçtiğimiz yıllarda uyguladığımız etkinlikler, Ateşböceği filomuzun deprem bölgesinde faaliyetlerini sürdürmesi nedeniyle 2023 yılının Ağustos ayında, evinden ve okulundan uzakta kalan çocukların eğitimlerinin kesintiye uğramaması ve okula uyum ve adaptasyon düzeylerinin düşmemesi için TEGV Sakarya Nirun Şahingiray Öğrenim Birimimizde gerçekleştirdik.
29 yılda ülkemizin dört bir yanındaki 3 milyondan fazla çocukla buluşarak yarınların eğitimle dönüşmesine katkı sağlarken, "Dört Mevsim Eğitim" projemizle de dezavantajlı bölgelerde, bağışçılarımız ve gönüllülerimiz sayesinde yürüttüğümüz çalışmalarımızla nitelikli eğitimin sınır tanımayacağını bir kez daha gösterdik. TEGV olarak "Bir Çocuk Değişir Türkiye Gelişir" mottomuzla çocuklarımızın bugünlerini aydınlatmayı ve eğitimle dönüşen hayatların ışığını geleceğe taşımayı hedefliyoruz.
Ferrero Değerli Tarım Türkiye Müdürü Aslı Köse, Aralık ayında "Dört Mevsim Eğitim" projesini kapsamlı bir röportaj vererek projenin önemini ve Ferrero'nun sürdürülebilir tarıma olan katkılarını anlattı.
-Dört Mevsim Eğitim Projesini desteklemeye nasıl karar verdiniz? Proje Ferrero için ne ifade ediyor?
Ferrero Grubu, ürünlerinde güvenle kullandığı tüm hammaddelerin sosyal ve çevresel kalitesine odaklanarak, tüm değer zinciri boyunca mükemmelliği hedefleyen bir şirket. Çikolatalı ürünlerinde kullanılan hammaddelerden biri de fındık. Türkiye, dünya genelinde fındık üretiminde lider konumdadır ve aynı zamanda Ferrero'nun ana tedarikçi ülkelerinden biridir. Bu nedenle ülkemiz Ferrero için çok önemli bir yere sahip. Ferrero Fındık olarak biz de fındığın tedarik zincirinin, adil, sürdürülebilir ve şeffaf olmasını hedefliyor, sürekli gelişimine ve iyileştirilmesine katkıda bulunmaya odaklanıyoruz. “Herkes için değer yaratan bir fındık sektörü” hedefiyle 2012’den bu yana Ferrero Değerli Tarım (FFV) sürdürülebilirlik programımızı yürütüyoruz. Fındık sektörüne ilişkin somut ve güçlü taahhütlerimizi 2020 yılında yayınladığımız Ferrero Fındık Bildirgesi ile duyurduk. ‘İnsan hakları ve sosyal uygulamalar’, ‘Çevreyi koruma ve sürdürülebilirlik’ ve ‘Tedarikçi şeffaflığı’ olmak üzere üç başlık altında taahhütlerimizi gerçekleştirmek üzere çalışmalar yürütüyoruz. Bu kapsamda, ‘İnsan hakları ve sosyal uygulamalar’ başlığında fındık hasadında çalışan mevsimlik işçi ve aileleri için insana yakışır yaşam ve çalışma koşullarının sağlanmasına, çocuklarının mutlu büyümesine, sosyal gelişimlerine ve nitelikli eğitime erişimine odaklanıyoruz. Bu konuda uluslararası kuruluşlar, sivil toplum kuruluşları, üniversiteler, fındık üreticileri ve değer zincirinin diğer ilgili tüm paydaşlarıyla iş birlikleri geliştiriyoruz.
Bu çerçevede bizleri destekleyecek, yetkin ve köklü bir kurumla ortak amaçlarımız doğrultusunda ilerleyebilmek adına, 2021 yılında Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) ile bir araya geldik. Çocukların hayatlarında fark yaratmak, mutluluklarına ortak olmak ve sürekli gelişimlerini desteklemek en büyük önceliğimiz. Fındık Bildirgemiz ile ortaya koyduğumuz stratejik yaklaşımımıza ve taahhütlerimize uyumlu bir şekilde; çocukların eğitimlerine ve sosyal gelişimlerine katkı sağlayabilmek, sağlıklı ve mutlu büyüme haklarına destek olmak üzere Sakarya ilinde aileleri fındık hasadında çalışan çocuklar için Dört Mevsim Eğitim projesini hayata geçirmeye karar verdik. Proje ile mevsimlik tarımda çocuk işçiliğinin ortadan kaldırılması için işbirliklerinin gücüne olan inancımızla, çocukların eğitim hakkını korumak ve onların daha iyi bir geleceğe sahip olmalarını sağlamak adına atılan her adımı önemsiyor ve destekliyoruz.
-Ferrero Değerli Tarım Ailesi olarak 3 yıldır bu projeyi destekliyorsunuz. Bu 3 yılı değerlendirir misiniz, sizler için nasıl bir deneyimdi?
2021 yılında başlayan Dört Mevsim iş birliği projemizin bu yıl üçüncü dönemini birlikte tamamladık. TEGV ile hem Nirun Şahingiray Eğitim Biriminde hem de Ateşböceği Öğrenim Merkezlerinde çocuklarla birlikte çok güzel anılar biriktirdik. 2021 yılından bu yana toplam 123 çocuğu; bilim, sanat ve temel yaşam becerilerini destekleyen programlarla buluşturduk. Ferrero Değerli Tarım saha uzmanları ve TEGV gönüllüleri, mevsimlik tarım işçisi ailelerini ve çocuklarını, geldikleri illerdeki TEGV birimleri konusunda da bilgilendiriliyorlar. Çocukların örgün eğitimlerine devam etmelerinin önemi vurgulanıyor. Böylece çocukların yalnızca fındık hasadı süresince değil, yıl boyunca eğitimlerinin aksamadan devam etmesini desteklemeyi amaçlıyoruz.
Her yıl programa katılan çocukların seviye ve ihtiyaçlarını değerlendirerek, edindiğimiz tecrübelerle programın geliştirilmesi konusunda birlikte çalışıyoruz. Hem ailelerin hem de çocukların programa katılım konusunda istekli olduklarını görmek ve önceki yıllarda programa katılan çocukları, bir sonraki yıl yeniden aramızda görmek bizler için oldukça sevindirici ve doğru yolda olduğumuzun bir göstergesidir.
-Ferrero'nun sosyal sorumluluk alanında benimsediği diğer projeler ve insiyatifler hakkında bize daha fazla bilgi verir misiniz? Bu projeyi diğerlerinden ayıran özellikler nelerdir?
Ferrero Değerli Tarım sürdürülebilirlik programımızın ‘İnsan Hakları ve Sosyal Uygulamalar’ başlığı kapsamında, çocukların mutlu büyümesi ve korunması ile fındık üreticisi toplulukların dayanıklılığının arttırılmasına odaklanarak çalışmalar yürütüyoruz. Bu kapsamda Ferrero Fındık olarak destek verdiğimiz sosyal projelerimizle, Karadeniz Bölgesi’nde fındık üretimi yapılan 7 ilde (Sakarya, Düzce, Zonguldak, Samsun, Ordu, Giresun, Trabzon); birçok farklı kurum ve kuruluşla ve değer zincirinde yer alan paydaşlarımızla birlikte çalışmalar yürütüyoruz. İlk olarak 2013 yılında CAOBISCO (Avrupa Çikolata, Bisküvi ve Şekerleme Sanayileri Birliği) ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ile başlayan iş birliğimize, 2021 yılında etki alanını genişleterek ILO&Ferrero Kamu-Özel Ortaklığını oluşturan iş birliğimizi, çeşitli kamu kurumları, yerel ve uluslararası sivil toplum örgütleri ve üniversitelerle olan işbirliklerimizi de ekledik. Gerçekleştirilen sosyal programlarla, bugüne kadar yaklaşık 20.000 mevsimlik tarım işçisine ve 17.000’i aşkın çocuğa ulaşıldı. Ayrıca yaklaşık 25.000 Ferrero Değerli Tarım fındık üreticisine İnsan Hakları ve Sosyal Uygulamalar kapsamında eğitimler verildi. Bu çalışmalarımıza önümüzdeki yıllarda da devam etmeyi hedefliyoruz.
TEGV ile birlikte üç yıldır uyguladığımız Dört Mevsim Eğitim Projesi de önemli çalışmalarımız arasında yer alıyor. Projede etkinliklere katılan çocuklar bilim, sanat ve temel yaşam becerileri konusunda eğitim ve sosyal faaliyetleri içeren bir programa katılma imkânına sahip oluyorlar. Çocuklar için hayati önem taşıyan günlük yaşam becerileri kazanımı, çocukların birey olarak kendilerine yetebilmeleri anlamında da büyük fayda sağlıyor. Çocuklar aynı zamanda eğitim kayıplarının en aza indirilmesi ve sosyal uyum kabiliyetlerini geliştirebilmeleri konusunda da destekleniyor. Etkinlikler, çocukların hem birbirleri ile hem de toplum ile uyumlarını arttırırken, duygularını ve ihtiyaçlarını ifade edebilmelerini sağlıyor. Böylece daha çok çocuğa ulaşmamıza olanak sağlayan Dört Mevsim Eğitim Projesi ile çocuklar için risk faktörlerinin azaltılması ve koruyucu faktörlerin geliştirilmesine katkı sağlayabiliyoruz.
-Bu proje ile eğitimin sınırları olmadığı bir kez daha kanıtlandı. Eğitimlerine ara vermek zorunda kalan çocukların tekrar eğitime kazandırılmasının zorlukları sizce nelerdir?
Türkiye’de her yıl ülkenin farklı bölgelerinden yüz binlerce aile, mevsimlik tarımda çalışmak amacıyla Nisan – Mayıs aylarında yaşadıkları bölgeleri terk ediyor. Genellikle çocuklarında dahil olduğu tüm aile bireylerinin katıldığı bu mevsimlik göç Kasım ayına kadar devam ediyor. Ebeveynleri mevsimlik gezici tarım işçisi olarak çalışan çocukların önemli bir kısmı yılın sadece yaklaşık 4–5 ayını yerleşik ikametlerinde geçirebiliyor. Çocukların bir kısmı gittikleri bölgelerde okullara misafir öğrenci olarak kayıt yaptırarak eğitim hayatlarına devam edebiliyor. Ancak çeşitli uyum sorunları yaşadıkları ve dönemsel olarak aileleriyle birlikte göç etmeye devam ettikleri için, okuldan ayrılmak zorunda kalabiliyor veya gittikleri okullarda dışlanma sorunuyla karşılaşabiliyorlar. Bu gibi etkenlerle çocuklar okul ve eğitimin dışında kalabiliyor.
Fındık ürünü özelinde bir değerlendirme yaptığımızda ise her yıl hasat dönemi boyunca ortalama 90 ila 100 bin mevsimlik tarım işçisinin, aileleriyle birlikte fındık hasadında çalışmak üzere Karadeniz’e göç ettiği ve yaklaşık 30 bin çocuğun çocuk işçilik riski altında olduğu öngörülüyor. Türkiye’nin de taraf olduğu ILO sözleşmesine göre 15 yaşın altındaki çocuklar çalışamaz. Türkiye’deki yasaya göre ise 14 yaşını doldurmuş olan çocuklar yalnızca hafif işlerde çalışabiliyor. Buna rağmen sosyo-ekonomik sebeplerle çocukların çalışmakta olduğu veya aileleri tarafından çalışmaya yönlendirildiği gözlemleniyor.
Göç halinde olan mevsimlik gezici tarım işçileri ve aileleriyle güven bağının kurulması ve doğrudan müdahale olarak adlandırdığımız çocukların bahçelerden uzaklaştırılması süreçlerinde yaşanabilecek zorluklar hem bizler hem de iş birliği içerisinde olduğumuz kurum ve kuruluşlar tarafından ele alınması gereken öncelikli konular olarak değerlendirilebilir. Proje kapsamında yaptığımız eğitim çalışmaları ve detaylı paydaş görüşmeleri ile bu zorlukları aşmak için yoğun çaba gösteriyoruz. Bunun yanı sıra iş birliği kapsamında uygulanan çoklu paydaş modeliyle mevsimlik işçi aileleri ve çiftçiler gibi tüm paydaşlar hasat dönemiyle kısıtlı kalmayarak yılın diğer zamanlarında görüşmeler gerçekleştiriyoruz. Böylece yaş grubu bazında değerlendirme yaptığımızda; Ferrero Fındık olarak hayata geçirdiğimiz projelerle son 3 yılda, fındık hasadı için Karadeniz’e gelen 6-18 yaş grubundaki çocukların büyük bir kısmının eğitim faaliyetlerine ve sosyal aktivitelere katılmasını destekleyebildik.
Projelerimizin kamu tarafından da destek görmesi, diğer tarımsal ürün gruplarında projelerin yaygınlaştırılması, ulusal ve yerel düzeyde yasal gerekliliklerin oluşturulması ile çalışmalarımıza olan desteğin arttığını görmek bizler için oldukça önemli.
-Sizce bu projenin topluluk ve yerel ekonomiye olan etkisi nedir? Projeyi desteklemenin sadece çocukların eğitimine değil, aynı zamanda topluluk gelişimine katkı sağlaması açısından önemli olduğunu düşünüyor musunuz?
Fındık tarımında çocuk işçiliğinin önlenmesi hedefiyle başlayan yolculuğumuz; bugün çocukların fiziksel ve ruhsal yönden sağlıklı büyümeleri, oynayarak öğrenmeleri ile temel eğitim imkânının yanı sıra sosyal gelişimlerinin de desteklenmesini içerecek şekilde gelişerek devam ediyor.
Çocukların, kendilerini toplumsal yaşama ve gelecekteki iş yaşamına hazırlayabilmeleri için bir grup temel yaşam becerisine yönelik geliştirilen programlarla hem çocuklara hem de ailelerine ve topluma katkı sağlamaya çalışıyoruz. Nitelikle eğitime erişim konusunda verilen destekler sayesinde çocukların ileride kendilerine yetebilen ve topluma faydalı bireyler olmalarına katkı sağladığını düşünüyoruz.
-Projeye verdiğiniz desteğin sonuçlarını görmek için hangi ölçütlere bakıyorsunuz? Projenin başarılarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Çocukların mutlu ve sağlıklı gelişimini destekleyen, eğitime ve güvenli bir ortama ulaşabilmesine hizmet eden projelerle, hem yaş gruplarına hem de çocukların seviyelerine uygun faaliyetler gerçekleştirilmesi, projenin etkisini artırıyor. Örneğin, proje grubunda üçüncü sınıf öğrencisi olup da okuma yazma konusunda yaşıtlarından geride kalmış çocuklar tespit edildiğinde, program içeriği onlara uygun olarak güncellenebiliyor.
Projelerimizin çıktılarını değerlendirebilmek ve sosyal etkiyi ölçümleyebilmek adına öncelikle tüm paydaşlarımızla açık iletişimi destekliyoruz. Çocukların eğitim ve sosyal faaliyetlerde devamlılığı ve bu faaliyetler sırasında uygulanan ölçümlemelerle gösterdikleri gelişimler, bizler için projenin sonuçlarını görme ve projelerimizin etkisini gözlemleme açısından oldukça önemli. Bu yıl etkinliklerimize katılan çocukların bilişsel beceri ve yeteneklerinin tespiti ve geliştirilmesi, acil ve kritik becerilerin belirlenmesi amacıyla yeni bir çalışmayı hayata geçirdik. Boğaziçi Üniversitesi Matematik ve Fen Bilimleri Eğitimi Bölümü’nde görev yapan Doç. Dr. Serkan Özel, proje kapsamında Woodcock Johnson’ın Bilişsel Beceri Testleri (WJ III COG), WJ-R Bilişsel Yetenek Testlerinin (WJ-R COG) uygulanmasında destek vererek, proje kapsamında ulaştığımız çocukların bilişsel durumlarının bilimsel olarak raporlanabilmesine katkı sağlayacak. Programın gelecek yıl uygulamaları, çocukların bilişsel beceri ve yeteneklerinin daha kapsamlı bir şekilde geliştirilmesi amacıyla özelleştirilebilecek.
Programlara yıllarca devam eden çocuklara sunulan rehberliğin de desteğiyle gösterdikleri gelişime tanıklık etmek, projelerin en başarılı sonuçlarından biri. Yıllar önce mevsimlik işçi olan ailesiyle birlikte geldiği Karadeniz’de eğitim programına öğrenci olarak katılan, bugün ise kendisi gibi yüzlerce çocuğa öğretmenlik yapan insanları tanımak büyük bir mutluluk.
Dört Mevsim Eğitim projesine katılan gönüllülerimiz de projeyle ilgili sorularımızı cevapladı;
-Dört Mevsim Eğitim projesinin uygulanması için gönüllü olarak destek oldunuz. Bu projede yer almaya, desteklemeye nasıl karar verdiniz? Sorusuna Gönüllümüz Nafiye Bircan; “Çocukların eğitiminden geri kalması istemediğimiz bir durum ve bunu engellemek, elimizden gelen her çocuğa ulaşabilmek için gönüllü olduğumuzu düşünüyorum. Bu projenin de amacı bu olduğu için ve aynı zamanda bu durumda olan çocuklarında psikolojilerini, yaşam koşullarını, bilgilerini merak ettiğim için yer almak istedim” dedi.
-Proje kapsamında gönüllülük faaliyetleriniz boyunca neler yaptınız? Sorusuna gönüllümüz Tülin Türk şunları söyledi; “2 hafta boyunca çocuklarla sanat, spor, matematik, fen ve kişisel hijyen alanlarında kısa süreli etkinlikler yaptık. Bol bol oyunlar oynadık, şarkılar söyledik ve sohbet ettik.”
-Ailelerinin işi nedeniyle eğitimlerinden uzak kalan çocuklarla bir arada oldunuz. Bu çalışmalar size ne hissettirdi? Sorusuna gönüllümüz Gökçe Ocaktar şunları söyledi: “Ben daha önce hayatımda hiç görmediğim ve dahası sadece Orhan Kemal romanlarında olduğunu düşündüğüm bir hayatın içine girdim. O çocukların tüm imkânsızlıklara rağmen gülümsemeleri, öğrenme çabaları ya da belki hiç bilmiyor olmaları (okumayı bilmeyen çocuklar vardı) beni hem çok şaşırttı hem de çok üzdü. Temelde büyük potansiyelleri olduğunu görmek, onlar için daha fazla çabalamak gerektiğini hissettirdi.”
-Çalışmalar boyunca edindiğiniz, unutamadığınız bir anınızı paylaşır mısınız? Sorusuna gönüllümüz Ayşe Günel Sakarya: “Çocukların iletişim becerileri kentte yaşayan çocukların iletişim becerileri kadar gelişmiş değil, ancak burada onlarla kurduğumuz iletişimde bir miniğimiz “burada ne öğrendiniz” diye sorduğumuzda “kibarlığı öğrendik hocam Allah razı olsun" dediği anı unutamam” dedi.
Çocukların hayatında fark yaratan bu kıymetli çalışmayı hayata geçirebilmemiz için 3 yıldır bizi destekleyen Ferrero Değerli Tarım ailesine ve TEGV gönüllülerimize teşekkürlerimizi sunarız.